SİYAMİ AKYEL/MİLLİ GAZETE
23 Eylül 2016 tarihinde dâr-ı bekâya irtihal eden Enver Baytan Hocamız, Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra Edirnekapı Sakızağacı’nda hocası Gönenli Mehmed Efendi’nin yanına defnedilmişti.
İslâmî İlimler, Kültür ve Edebiyat Vakfı (İSEV) olarak Enver Baytan Hocamızı, vefatının 6’ncı sene-i devriyesinde kabri başında dualarla yâd ettik. Böyle bir değerin sürekli hafızalarda tutulması gerekir. Zira üzerimizde hakkı vardır. Hem ilminden istifade ettik, hem hoş sohbetinden. Rahmetli Ali Nar Hocamızla dostlukları vesilesiyle sürekli görüşürler, özellikle Ehl-i Sünnet’e aykırı herhangi bir görüş olursa ne yapılması gerektiği ve çözüm noktasının ne olacağını müzâkere ve istişâre ederlerdi. Biz de gerek İslâmî İlimler, Kültür ve Edebiyat Vakfı’nda (İSEV) gerekse hocamızın Sultanahmet’teki evinde bu müzakerelere ve istişarelere dâhil olduk. İki büyük İslâm âliminin hemen yanı başında bulunmak bulunmaz bir lütuftur. Bunu bahşeden Allah-u Teâlâ’ya hamd u senalar olsun.
Enver Baytan Hoca, dine, imana, insanlığa hizmet yolunda gayretli ve azimliydi. Rasûlullah (s.a.v.)’ın tebligât ve tâlimatına, Ashab-ı Kiram’ın malumat ve tatbikatına kalben ve fiilen mensuptu. Yani, itikatta ve amelde kumanda zincirine harfiyen bağlı, Ehl-i Sünnet’ten bir zâttı. Öyle bazıları gibi “Çağdaş, Modern” kelimelerini din sahasında kullanarak dini tahrife kadar yürüyen yenilikçilerden, sahte müctehid taslaklarından değildi. Daha Emsile, Binâ, Avamil okurken, kendisini müctehid zann ve ilân eden, İmam-ı Azam’ları, İmam-ı Şafi’leri hafife almaya kalkışan haddini bilmezlerden değildi.
Gittikçe açık açık ictihada taslanıp gururlanarak, kendisini okutan ve her zaman okutmaya muktedir olan hocalarını dahi küçük görmeye başlayan, onları küçümseyerek aleyhlerinde laf eden hayâsızlardan da değildi. Hocanın ömründe ve faaliyetlerinde hiçbir zaman böyle bir leke görülmemiş ve işitilmemiştir. Daima misyonerlere, Siyonistlere, Yahova Şahitlerine, masonlara, bunlar istikametinde adım atan dinde reformculara, dinlerarası diyalogculara ve bunların benzerlerine yani hepsinin zararlarına karşı savaşmıştır. Gerek bu yolda, gerek hizmet alanlarında ihtiyaca göre, zaman zaman kitaplar, makaleler yazmış, konuşmalar yapmış, konferanslar vermiştir.
Enver Baytan Hocaefendi, son asırda yetişmiş olan gerçek âlimlerdendi. Ehl-i Sünnet hassasiyetini her zaman muhafaza etmiş, yaşayan Osmanlı-İslâm âlimlerindendi. Hiçbir vakit ve hiçbir suretle boş durmamış, Ehl-i Sünnet çizgisi dışına asla çıkmamış, bu çizgide bulunmayıp İslâm’a, Sünnet bağlısı Müslümanlara sataşanlar olmuşsa derhal gerekli cevaplarını verip Allah-u Azimüşşan’a o Kadir-i Mutlak’ın adaletine havale etmiştir.
Enver Baytan Hoca’nın eserleri incelendiği zaman hassasiyetleri daha iyi anlaşılacaktır. “Hıristiyanlaştırma Teşkilatı (1964), Hıristiyan Misyonerler Nasıl Çalışıyor? (1965), Kitab-ı Mukaddes ve Kur’an-ı Kerim (1966)” gibi eserlerinde misyonerlik faaliyetlerine karşı duruşu, “Yeni İctihad Fikri ve Müctehid Taslakları (1975)” eseriyle dinde reformu ilzamı, “Bütün Cepheleriyle Cihad (1992)” eseriyle aksiyonu, “Ulûhiyet, Peygamberlik ve Amentü (1966)” ile nezih İslâm itikadına katkısı, “Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Tefsiri Meâl-i Âlisi (1987), Âyet ve Hadisler Işığında Hutbeler (1992), Devir ve İskat Meselesi (1966), Saç, Sakal ve Bıyık Hakkında Dini ve Sıhhî Tavsiyeler (1968), Hutbeler Mecmuası (1973)” ile ilim adamlığı, “Sultan Hamid’i Olmayan Maskaralıklar (1997)” eseriyle tarih savunması, “Hem Ağlar Hem Giderim (Evlilikle İlgili Hükümler ve Fıkralar, 1995), Merkeplerin Kongresi (Siyasi Fıkralar 1, 1992), En Öne Geçen Merkep (Siyasi Fıkralar 2, 1992), Merkebin Beyni Olsaydı (Siyasi Fıkralar 3, 1994), Merkebin Akıllısı (Siyasi Fıkralar 4, 1994), O Kadar da Merkep Değiliz (Siyasi Fıkralar 5, 1995)” eserleriyle de nüktedanlığı ve hoş sohbet kişiliği daha da iyi anlaşılmaktadır.
Enver Baytan Hocamız, iyi bir âlim, iyi bir hatip, iyi bir davetçi olduğu kadar Müslümanların temel meselelerine duyarlı bir münevverdi. Beşeri ilişkilerinde son derece nazik, sabırlı ve mütevazı bir kişiliğe sahip olan Enver Baytan Hoca, özellikle İslâm’da reform faaliyetlerine karşı sert yazılar yazmıştır. Hocamızın en önemli yönü de bu olmalıdır. Zira, tavırlı, hassasiyet sahibi bir âlim olmak kolay değildir. Bu kınayanın kınamasından korkmadan, dünyevi menfaatleri gözetmeden hakkı ve hakikati haykırabilmeyi muhtevidir. Kısacası hassasiyet sahibi olmak, salih bir Müslüman’ın en önemli vasıflardandır.
İşte, vefatının sene-i devriyesinde dualarla yâd ettiğimiz Enver Baytan Hocamız, hassasiyet sahibi bir Müslümandı. Bu özelliğiyle başkaydı, bu özelliğiyle öndeydi.
Allah-u Teâlâ, Hocamıza rahmet etsin.
Makamı âli, mekânı cennet olsun. (Âmin).